Bu Blogda Ara

Perşembe, Şubat 12, 2009

Sensizlik

sensizlikle başbaşayım bir başımayım
saatlerin zikzak çizdiği bir gece bu
duvarların çatladığı çatımın aktığı
sobamda mektuplar yanık
geçmiş yanık bugün yanık ben yanık
öyle bir gece bu
öyle kaşları çatık
ucunda hayırsız bir sabah bekler
ufkun kapısını tıklatan güneş
haber verir bir başka sensizliği
sensizlikle başbaşayım bir başımayım

zaten ne olursa sensizlikten olur
bu sensizlik gelir penceremi kırar
kapımı kilitler ekmeğimi çalar
sensizlik cüzdanımda delik
defterimde kokan fotoğraf
kucağımda işgalci sensizlik
kapıyı çalmadan gelir
çocuklarımı döver ağlatır
utanmadan telefonumu kullanır
zaten ne olursa sensizlikten olur

kimbilir kaç kadının adı sensizlik
dudaklarında namussuz bir umut
sensizlik gözlerinde kahpece parlar
yanakları alev alır
sensizlik gögüslerinde bir köpük
bu teselli emzirişi habersiz
bacakları sensizlik denizi ıpıslak
saçları sensizlik kokar
kimbilir kaç kadının adı sensizlik

meydanlarda sensizlik diz boyudur
kepenkler kapanır çocuklar taş toplar
sensizlik köşebaşlarında dikili bayrak
kaldırımlarda yatırır insanı
evlerin yolu bile unutulur
dondurur geceyi ve şehri
dondurur rüyaları bile dondurur
uyandırır dipsiz uykulardan
sensizlik ıslak kedileri bile korkutur
kaçırır kuytulardan
meydanlarda sensizlik diz boyudur

sensizlik her gece koynuma girer
kolları boynuma dolalı her akşam
boş bırakmaz dudaklarımı
sırtıma tırnak izleri bırakır
sensizlik yanağımda ter
başı omuzlarımda ağlar sabahları
çünkü sensizlik de mahzun sensizlikten
zaten ne olursa sensizlikten olur
kolları kelepçeli kucağıma düşer
tutkulu aşığım belalım sadık sevgilim
sensizlik her gece koynuma girer

Hiç yorum yok: