Bu Blogda Ara

Cumartesi, Şubat 28, 2009

gölgeli kız

gölgeli kız, sisli dumanlı kız
gözlerimi okşuyor simsiyahlığın
yorgun duvarlara yaslanıyorsun
bulvarda tütüyor yürüyüşün
ardında bir is bırakıyorsun
sisler yükseliyor içine daldığın
gölgeli kız, sisli dumanlı kız
gözlerimi okşuyor simsiyahlığın

beklemiş beklemişsin yol kenarında
belki ılıman bir iklimdi aradığın
bir türkü donakalmış dudaklarında
yanağında yağmur damlaları kırgın
şemsiyeni almadan çıkmış sokağa
koluna girmişsin ıslanmışlığın
gölgeli kız, sisli dumanlı kız
gözlerimi okşuyor simsiyahlığın

gölgeli kız güneşe uzatsan elini
baharını sandıktan çıkarmaz mısın
portakal çiçekleri açarsın belki
dolgun bir gülücük takınmalısın
korkma düşürmezsin geceliğini
korkma hala siyah kalırsın
gölgeli kız, sisli dumanlı kız
gözlerimi okşuyor simsiyahlığın

Çarşamba, Şubat 18, 2009

hayat.cpp

dahil et: şiiri, şarkıyı ve besteyi
dahil et: toz tutmuş sözleri üfürerek
dahil et: ne bulduysan ne dokunduysa yüreğine
dahil et: ak sakallı cümleleri dahil et

nesne: insan (ki neleri alır bilinmez){
insan bir duyuş , insan bir duruş;
insan ki oturakalmış yol kenarında;
insan bir nehri koklayıştır;// ki akıp geçen zaman dedikleri olur buna
insan bir seyrediş, bir hayret
insan bir varoluş ama bilemeyiş kendini;
elleri ve yürekleri olan
//elleri yüreğinden uzanan
//yüreğini elleriyle sunan kimi zaman
gülmesi ve ağlaması var kitaplıklarda tanımlı;
herşey gibi ebeveyninden devralmış
insanlığını;
insan, insan işte;
}


eylem:sev(){
damdan düşer gibi sev neyi seveceksen;
terazide tartmaya kalkma sakın;
korkma;
bilince bal gibi bilirsin
sevdiğini, sevildiğini;
sevdikçe aydınlanırsın
sevgili bir aydır;
//ki sevme güneşi ışıldatır
sevmesen ne anlarsın yaşadığından
sevmesen neye yaradı dilin
sev, hakkını ver ana sütünün;
sev;
çevir: öpüşünü, okşayışını,
çevir sevmekten tat almayı;
}




main(allah bilir){

tanımla: bir insan nihayetinde ben ben dediğin
tanımla: ailen can damarın, evin

tanımla: dostların omuzları dağ gibi insanlar

tanımla: sevgili tılsımı yaşamaktaki tadın keskinliğinin


nefes aldıkça{
taşıyacaksın, taşıyacaksın yaşamanın yükünü;
ve güleceksin;

ve ağlayacaksın;

bileceksin can yakmayı da, gönül yapmayı da;

bileceksin el uzatmayı, el açmamayı;

bileceksin serseri mayınlar vurdukça

bileceksin ayakta durmayı dimdik;

öğreneceksin hep yıkıldıkça;

dinle>>insanı ve evreni;
dinle>>yaşamı açık yüreklilikle;
dinle>>yargılamadan hemen>>acele etme;
dinle>>yüreğinle dinle;

ağlarken{
bir tohum gibi dök toprağa gözyaşlarını;

bir orman büyüt kederinden;
söyle<
söyle<
<
}

gülerken{

neşen bir bahçe olsun meyvelendir gülüşünle;

yoksullara aç kapını;

gülerken tarlaları şenlendir

tanrının rahmeti gibi gül gülerken;

}


eğer (yorulduysan, tutulduysa soluğun) {

sarıl sevdiklerine;

sarıl dostlarına ve ailene;

hatırlamaya ve vefaya sarıl;

sevmeye sarıl;

}


değilse{

yine sev, yine sarıl;

sev(dostlarını);

sev(aileni);

sev(sevmeye değenleri);}


ve söyle<

sımsıkı tut özgürlüğünü;

özgür ol

hiçbir bağlanıştan korkmayacak kadar;

özgür ol


açık tut avuçlarını;

açık tut gözlerini, kulaklarını;

vicdanından başka kilit takma diline;

söyle<
<

}


ve gün gelecek tükenecek satırların;

o gün

çevir ruhunu bütün saflığıyla;

çevir adam gibi bir hayat çevir;

}

Perşembe, Şubat 12, 2009

Sensizlik

sensizlikle başbaşayım bir başımayım
saatlerin zikzak çizdiği bir gece bu
duvarların çatladığı çatımın aktığı
sobamda mektuplar yanık
geçmiş yanık bugün yanık ben yanık
öyle bir gece bu
öyle kaşları çatık
ucunda hayırsız bir sabah bekler
ufkun kapısını tıklatan güneş
haber verir bir başka sensizliği
sensizlikle başbaşayım bir başımayım

zaten ne olursa sensizlikten olur
bu sensizlik gelir penceremi kırar
kapımı kilitler ekmeğimi çalar
sensizlik cüzdanımda delik
defterimde kokan fotoğraf
kucağımda işgalci sensizlik
kapıyı çalmadan gelir
çocuklarımı döver ağlatır
utanmadan telefonumu kullanır
zaten ne olursa sensizlikten olur

kimbilir kaç kadının adı sensizlik
dudaklarında namussuz bir umut
sensizlik gözlerinde kahpece parlar
yanakları alev alır
sensizlik gögüslerinde bir köpük
bu teselli emzirişi habersiz
bacakları sensizlik denizi ıpıslak
saçları sensizlik kokar
kimbilir kaç kadının adı sensizlik

meydanlarda sensizlik diz boyudur
kepenkler kapanır çocuklar taş toplar
sensizlik köşebaşlarında dikili bayrak
kaldırımlarda yatırır insanı
evlerin yolu bile unutulur
dondurur geceyi ve şehri
dondurur rüyaları bile dondurur
uyandırır dipsiz uykulardan
sensizlik ıslak kedileri bile korkutur
kaçırır kuytulardan
meydanlarda sensizlik diz boyudur

sensizlik her gece koynuma girer
kolları boynuma dolalı her akşam
boş bırakmaz dudaklarımı
sırtıma tırnak izleri bırakır
sensizlik yanağımda ter
başı omuzlarımda ağlar sabahları
çünkü sensizlik de mahzun sensizlikten
zaten ne olursa sensizlikten olur
kolları kelepçeli kucağıma düşer
tutkulu aşığım belalım sadık sevgilim
sensizlik her gece koynuma girer