büyüyorum... anne, büyüyorum
elimde kalem ve kitaplarla
yeniyim, yeni şeyler öğreniyorum
isimlerle, farklı farklı hitaplarla
büyüyorum...
hatırlıyorum o zamanı hani anne
"büyüyünce anlatırım" demiştin
büyüyorum, lakin sonu yok mu ne?
nihayeti yok mu bu gidişin?
sonsuza kadar mı sürecek böyle?
saatler geçiyor ardarda anne
sanki her dakika daha bir uzuyorum
her an yeni bir ışık gözbebeklerimde
yine de bakabilmek için bekliyorum
sonunda güneşin battığı yere
hala anlatmayacak mısın anne?
ağaçlar neden konuşmazlar?
çimenler nasıl da bitiyor böyle?
neden ölürlerken sararıyorlar
nasıl diriliyorlar bahar gelince?
toprağın altında ne var anne?
insanlar yaşar mı orada da?
neden yaşlanınca gömülürler içine?
korkmazlar mı yalnız kaldıklarında?
kimseyi özlemezler mi gidince?
güneş neden bu kadar parlak anne?
neden hergün doğudan doğar?
tutabilir miyim güneşi ellerimle?
çıkabilirmiyim bulutların üstüne kadar?
götürür mü beni ya da kuşlar oraya?
duyuyorum anne, duyuyorum
her dakika yeni yeni sesler
hergün yeni şeyler söylüyorum
dinliyorum, ne söylüyorsa sözler
hergün tekrar tekrar dinliyorum
ne kadar büyük bu gökyüzü diyorum
ben büyüdükçe o da mı büyüyor ne?
özgürce uçan kuşları izliyorum
selam verirlerken gelip geçene
büyüyorum, göğe doğru büyüyorum
ve anne hep hissediyorum
aynı anda mutlulukları, üzüntüleri
ne garip şu insan diyorum
gururu büyük, hazin çöküntüleri
oturup sessizce ağlıyorum
büyüyorum anne, hala büyüyorum
hani demiştin: anlatırım büyüyünce
hiç anlatmayacaksın, biliyorum
biliyorum saatler gelip geçtikçe
ben gelmeyecek yılları bekliyorum
biliyorum anne, biliyorum
sesin de cevapsız soruların var
anlatmayacaksın, anlıyorum
saçlarıma düşecek yarın aklar
zaman gelip geçiyor, bitiyorum
ama yazıyorum anne, yazıyorum
kalemim kağıdım ellerimde
ruhumu aynasından çiziyorum
soluk şekli hala gözlerimde
bu anı kalbime kazıyorum
biliyorum, sonsuza dek yaşamayacağım
önce saçım ağarıp, yüzüm kırışacak
zamanla şöyle uzanacağım
zamanla üstümü örtecek toprak
ve ben hala büyüyor olacağım
(2003)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder